Nedir bu sivil itaatsizlik? Gerekçelendirilebilir mi? Eğer öyleyse, hangi durumda gerekçelendirilebilir? Ayrıca, sivil itaatsizlikte bulunan insanlara ne yapmalı? Cezalandırılmalı mı, yoksa alkışlanmalı mı?
İnsanlar, adil olmadığını gördükleri yasa ve politikaları bazen değiştirmek adına ihlal ederler. Örneğin, Amerikan Sivil Hakları Hareketi sürecinde siyah aktivistler, yemekhanenin beyazlara ayrılan bölümüne oturarak ırk ayrımını protesto etmişlerdir.
1980’ler ve 1990’larda ACT UP adlı grubun üyeleri, LGBTQ topluluğunu sarsan AIDS krizini görmezden gelen ABD hükümetini protesto etmek için kamusal alanlarda ölü gibi yatarak “die-in” eylemleri düzenlemişlerdir.
Daha yakına gidecek olursak; çevre hakları grupları da hükümetin iklim değişikliğine yönelik kayıtsızlığını, yolları bloke ederek protesto etmişlerdir.
Bu vakalar sivil itaatsizliği teşkil eder. Peki ama nedir bu sivil itaatsizlik? Gerekçelendirilebilir mi? Eğer öyleyse, hangi durumda gerekçelendirilebilir? Ayrıca, sivil itaatsizlikte bulunan insanlara ne yapmalı? Cezalandırılmalı mı, yoksa alkışlanmalı mı?
Bu yazı, yukarıdaki sorulara yönelik bazı önemli felsefi cevapları değerlendirecektir.
1. Sivil İtaatsizlik Nedir?
Sivil itaatsizlik bir protesto formudur. Protestocuların adil olmadığını düşündüğü yasa ve politikaları değiştirmek amacıyla onları ihlal etmesidir.
Genellikle şu şekilde kabul edilir:
- Yasadışı
- Vicdanlı: Sivil itaatsizler içtenlikle adil olmadığını düşündükleri yasa ve politikalara yönelik hareket ederler.
- Şiddet içermeyen
- Halka açık/aleni: Anonim veya örtük değildir.
- İkna edici: Sivil itaatsizler, sözlü veya eylemsel olarak halkı adil olmayan politikaları değiştirmeye yönelik ikna ederler.
- Kaçınmayan: Sivil itaatsizler cezalandırılmaktan kaçınmaz.
Lakin bu tanım tartışmaya açıktır. Bazıları, yasadışı eylemleri halkı ikna etmeyi içermemesine rağmen sivil itaatsizlik olarak addeder. Örneğin, aktivistlerin ormanların yok edilmesini önlemek adına kendilerini ağaç kesme makinesine zincirlemesi gibi örnekler fiziksel cebirin bir kararın sonucuna etki ettiğini gösterir.
Bazıları ise, tıpkı Edward Snowden’in ABD hükümetine yönelik bilgi sızdırması gibi cezalandırılmaktan kaçınan yasadışı aktivitelerin de sivil itaatsizlik olduğunu ileri sürer. Hatta bazıları da protesto esnasında cam kırmak gibi şiddet içeren eylemlerin de sivil itaatsizliğin bir parçası olabileceğini savunur.
2. Sivil İtaatsizliği Ne/Nasıl Gerekçelendirebilir?
Çoğu insan, yasalara uymayı ahlaki bir sorumluluk olarak görür. Lakin pek azı, her ne kadar ahlaki olmamasına rağmen bütün yasalara itaat etmemiz gerektiğini düşünür. Örneğin, kölelik adaletsiz olduğundan köleleştirilmiş insanlara özgürlüğe kaçmalarında yardım etmek de yanlış değildir.
Sivil itaatsizliğin gerekçelendirilebilir olduğunu söylemek, onun kabul edilebilir bir protesto biçimi olduğunu ifade eder. Bazıları bunun gerekçelendirilebilir olduğunu düşünür; zira kişinin toplumu adil kılması gibi bir görevi vardır. Bu görev ise kişinin, insan haklarını koruyan ve eşitlik ile adaleti sağlayan yasalara itaat etmesini gerekli kılar. Fakat yasa yeteri kadar adil değilse, kişinin onu daha adil yapmak üzere sivil itaatsizliği kullanması ahlaki olarak gerekçelendirilebilir.
Bazıları ise, ahlaki olarak hakkımız olması nedeniyle sivil itaatsizliğin gerekçelendirilebilir olduğunu savunur. Bu argümana göre, sivil itaatsizlik hakkı onun tıpkı kendimizi özgürce ifade edebilme hakkı gibi daha genel ahlaki bir hakkın parçasıdır. Bazıları bu hakkın, bir pasifistin orduya katılmayı reddetmesi gibi en derin ahlaki inançlarımızı ifade eden eylemleri ihtiva ettiğini söyler. Aynı şekilde, en derin ahlaki inançlarımızı sivil itaatsizlik ile ifade etme hakkımızın olduğunu savunur.
3. Sivil İtaatsizlik Ne Zaman Gerekçelendirilebilir?
Neredeyse kimsenin her yasaya uyulması gerektiğini savunmadığı gibi, pek az insan da tüm sivil itaatsizlik biçimlerinin yanlış olduğunu savunur. Öyleyse, sivil itaatsizlik ahlaki olarak nasıl gerekçelendirilebilir?
Burada yine çelişkiler söz konusudur. Öncelikle, sivil itaatsizler bir adaletsizliğe yönelik hareket ettiklerine inanmalıdırlar. Bunun gerçek bir adaletsizlik olması gerekip gerekmediği — yoksa sadece makul ama yanlış bir inançla protesto etmelerinin yeterli olup olmayacağı — tartışmalıdır.
İkincisi, bazıları için sivil itaatsizliğin gerekçelendirilmesi için itaatsizlerin, oy vermek ve halka açık konuşmalar yapmak gibi yasal yollarla yasa veya politikaları değiştirmeyi denemiş ama başarısız olmuş olmaları gerekir. Fakat mektup yazma kampanyaları ve kamu kuruluşları gibi her zaman ilave yasal ölçütlerle aynı şeyi yapmak mümkündür. Yani bazıları, sivil itaatsizliğin yasayı değiştirmesinin tüm yasal girişimlerin başarısız olacağı makul biçimde düşünüldüğünde haklı olabileceğini savunur.
Bazı filozoflar, gerekçelendirilebilir sivil itaatsizliğin ek koşulları olması gerektiğini düşünür. Buna göre sivil itaatsizlik, olumsuz yan etkileri sınırlamalıdır. Bu, hukuka karşı genel bir ihlali teşvik etmemeyi ve protestolara direkt olarak dahil olmayan kişilere verilecek zararları minimize etmeyi içerir.
4. Sivil İtaatsizlik Cezalandırılmalı mı?
İnsanların yasayı çiğnediği zaman cezalandırılması gerektiği düşüncesi yaygındır. Ancak bazı filozoflar, bir suçu cezalandırmanın onun ahlaki olarak yanlış olduğunun ifadesi olduğunu düşünür ve sivil itaatsizlik ahlaki olarak yanlış olmadığı için cezalandırılmaması gerektiğini savunur.
Diğerleri ise, ahlaki olarak haklı olsun veya olmasın, her sivil itaatsizliğin cezalandırılması gerektiğini düşünür. Buna sebep olarak devletin sivil itaatsizleri cezalandırmaması, onların her haklı olmadıklarını düşündüğü konuda yasaları çiğnemeye teşvik edeceğini gösterirler. Oysa herkes kendi eylemlerini haklı görme eğiliminde olduğundan, bu durum haksız itaatsizliklerin artmasına ve toplumun istikrarına tehdit oluşturabilir. Dolayısıyla, tüm sivil itaatsizliklerin eşit biçimde cezalandırılması kötü bir emsal oluşturmayı engeller.
Son olarak, bazıları yasal yaptırım ile ceza arasında bir ayrım yapar: “Yaptırım” ve “ceza” her ikisi de yasadışı aksiyonu caydırır; fakat cezalar eylemi ahlaki olarak “yanlış” diye etiketler. Dolayısıyla bazıları, sivil itaatsizliğin hiçbir zaman cezalandırılmaması, daha ziyade küçük para cezaları gibi yaptırımlarla sağlanması gerektiğini düşünür.
5. Sonuç
Haksızlığın çok fazla olduğu bir dünyada insanların sivil itaatsizliğe yeltenmesi şaşırtıcı değildir. Hatta bu, onların ahlaki görevi olabilir. Sivil itaatsizliğin ne olduğu, nasıl ve ne zaman gerekçelendirilebildiği ve sivil itaatsizlerin nasıl karşılanması gerektiği gibi konular şu an hiç olmadığı kadar önemlidir.
Kaynakça
https://1000wordphilosophy.com/2025/04/10/civil-disobedience/
Yorumlar ()